Montag, 16. Mai 2011

Kaset Tetikçisinin Amacı Belli, Bahçeli'ninki Ne?

Ali Atıf Bir
Ali Atıf Bir
Diyalog Avrasya Platformu'nun (DA) davetlisi olarak Ukrayna'nın başkenti Kiev'deyim. Platformun, Ukrayna Parlamentosu İfade ve Bilgi Edinme Özgürlüğü Komitesi ile birlikte düzenlediği "İfade Özgürlüğü: Gerçeğin sınırları ve gazetecilik etiği konferansı"na katılıyorum.

Bildiğiniz üzere Diyalog Asya Platformu Fethullah Gülen Hareketi'nin Avrasya ülkeleri ve Türkiye arasında kültürel, siyasi, insani, bilimsel ilişkiler geliştirmek amacıyla kurduğu bir platform.

Bu coğrafyada Gülen Hareketi'nin çok sayıda okulu var ve DA aracılığıyla geliştirdiği ilişkiler Türkiye'nin imajı ve okulların geleceği açısından önemli. Etkinlikleri bu çerçevede değerlendirmekte yarar var.

Böyle değerlendirdiğimde DA'yı çok etkili bir "ilişki" geliştirme aracı olarak görüyorum. Keşke başka sivil toplum örgütleri de bu tür "ilişki" platformları kursalar da Türkiye "kamu diplomasisini" daha etkili bir şekilde yürütse.

Kiev'e gelmişken Gülen Hareketi'nin okullarından birini ziyarete gittik. Bilgi aldık. Yine çok etkilendik.
Meridian okulları Kiev'deki dört uluslararası okuldan biri. Diğerleri Amerika, İngiliz ve Ukrayna kaynaklı. Anaokulundan liseye 350 öğrencisi var. İngilizce eğitim yapıyor.

Öğrencilerin çoğunluğu Ukraynalı olmakla birlikte Kiev'de çalışan Arjantinli, İspanyol ailelerden bile Meridian okullarını tercih edenler var. Tercihin en önemli nedeni de okulun eğitim kalitesi ve çocukları daha iyi, daha ahlaklı yetiştireceğine olan inanç.

İşte bu noktaya gelince aklım bir şey almıyor. Bahçeli'nin kaset olayında "okyanus ötesi"ne gönderme yapmasına "pes" demek istiyorum.

Bahçeli'nin vereceği başka hesaplar varken "yansıtma" yoluyla zeytinyağı gibi yüzeye çıkma taktiğinin yanlışlığını bir tarafa bırakalım, nasıl oluyor da her şeyin farkında iken böyle bir suçlama yapabiliyor?
Yani kendini iyi insan yetiştirmeye, kaliteli eğitim vermeye adamış bir "hareket" kalkacak birilerinin uçkurunun peşine düşüp kasete alacak, sonra da bu görüntüleri siyaseti şekillendirmek için kullanacak!

Böyle bir şeyin ortaya çıkma olasılığında ortada hareket mi kalır sanıyorsunuz? Ne olur onlarca ülkedeki on binlerce öğrenciye? Onların ailelerine nasıl hesap verilir? Bu kadar kolay mı "iyi insan" yetiştireceğim amacıyla yola çıkıp "kötü insan" olmak? O zaman ortada amaç diye bir şey mi kalır? Amaç birliği mi kalır?
Bu nedenle, belli ki birileri bir taşla iki kuş vurmaya, hem MHP'de yönetimi değiştirmeye hem de Gülen Hareketi'ni de töhmet altında bırakıp itibarsızlaştırmaya çalışıyor.

Kaseti kimin çektiğini soruşturması çok normal ama Bahçeli'nin niye elinde hiçbir kanıt yokken koca bir Hareket'i karşısına aldığı, kendilerini "iyi insan" yetiştirmeye adamış insanları dayanaksız suçlamalarla yıpratmaya çalıştığı konusunda hiçbir görüşüm yok.

Görüşüm olan konu şu: MHP üst yöneticilerini o evlere kimse zorla tıkmadı! O yenilir yutulur olmayan lafları kimse söyletmedi...

Bahçeli oy kaybetmek istemiyorsa okyanusun bu tarafına gelmeli ve aynaya bakmalı... Sonra da seçmenlerinden, yıllardır MHP'ye oy veren kemik seçmenden seçimlerinin yanlışlığı için özür dilemeli...
Takım kötü oynayınca futbolcular mı gider, teknik direktör mü?

Başka sorum yok. Takımını kötü oynatan utansın!

Ali Atıf Bir, Bugün 

fguelen.blogspot.com