Freitag, 21. Oktober 2011

Soru önergesini cevaplayan Federal Hükümet: "Gülen Hareketi’nin anayasaya aykırı bir duruşu yok "


Almanya’da Gülen Hareketi hakkında Sol Parti tarafından Parlamento’da verilen soru önergesine Hıristiyan Demokrat Parti (CDU)ve Hür Demokrat Parti (FDP) Federal Hükümeti’nden cevap geldi. Sol Parti’den milletvekilleri Ulla Jelpke, Wolfgang Gehrcke, Andrej Hunko ve Ingrid Remmers ve  Grup Başkanı Gregor Gysi imzalı önergeyi cevaplayan Federal Hükümet, “Hükümetin elinde Gülen Hareketi hakkında, anayasaya aykırı olduğuna dair bilgi bulunmamaktadır. Fethullah Gülen Hareketi anayasayı koruma kurumlarının gözlem nesnesi olmamıştır. “açıklamasıyla Gülen Hareketi’nin anayasaya aykırı bir duruşunun olmadığını kaydetti.
Sol Parti’nin “Hükümet Fethullah Gülen ve taraftarları tarafından temsil edilen dünya görüşünü Almanya’nın anayasası ile ne derece bağdaşır görüyor?” sorusuna ise Alman İç İstihbarat Kurumu olan Anayasayı Koruma Teşkilatı’nın gözleminde olmayan hareket hakkında devletin dini ve dünya görüşü konusunda tarafsız olduğunu hatırlatan Federal Hükümet, bu konuda yorum yapmayacağını belirtti. Almanya’nın Ankara Büyükelçiliği’nin diğer Türk sivil toplum kurumlarıyla olduğu gibi Hizmet Hareketi’ne yakın sivil toplum kurumlarıyla da irtibat halinde olduğunu ifade eden Federal Hükümet, örnek olarak onursal başkanlığını Fethullah Gülen Hocaefendi’nin yaptığı Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nı gösterdi. “ Dışişleri Dairesi kültürlerarası diyalog alanında Berlin’de bulunan ve Gülen Hareketi’ne yakın olan Kültürlerarası Diyalog Platformu ile başkanı olan Ercan Karakoyun’un şahsı üzerinden bazen irtibat içinde olmaktadır. “açıklamasını yapan Federal Hükümet, doğrudan bir işbirliği ve proje teşvikinin bugüne kadar söz konusu olmadığının altını çizdi. Sol Parti’nin ‘Gülen Hareketi’nin veya ona yakın kuruluşların örgüt, organizasyon ve projeleri devlet kaynakları ile ne derece teşvik edildi? sorusuna “Hükümetin bilgisine göre Aşırılığın Önüne Geçme Programları veya Dinlerarası Diyalogun Teşviki Programları kapsamında Fethullah Gülen’e yakın kuruluşlar destek almamaktadır. Dışişleri Dairesi’nin elinde Gülen Hareketi’nin Türkiye’deki organizasyon ve projelerinin Alman devletinin kaynakları ile teşvik edildiğine dair herhangi bir veri mevcut değildir.”denildi.

Donnerstag, 20. Oktober 2011

Şehitler için taziye mesajı...


Fethullah Gülen şehitler için taziye mesajı yayınladı!
Hakkari Çukurcu'da gerçekleştirilen saldırıda 24 güvenlik görevlisinin şehit olmasından sonra Fethullah Gülen, bir taziye mesajı yayınladı. Mesajında, Türkiye toprakları üzerinde karanlık oyunların sahneye konulduğunun altını çizen Gülen, "İnsanımızın bu badireleri de metanetli ve vakur duruşuyla atlatacağını ümit ediyorum" dedi.
Fethullah Gülen'in taziye mesajı şöyle:
"Güroymak ve Çukurca'da meydana gelen terör olaylarında şehit düşen ve yaralanan vatan evladının haberleri yüreğimizi dağladı. Yaşanan bunca müessif hadiselere ve istihbarat çalışmalarına rağmen, gereken hassasiyetin ve tedbirin alınmaması sonucu göstere göstere gelen saldırılar, karanlık oyunların bu topraklar üzerinde sahneye konulmasından ibarettir.
Üzücü terör saldırısı sonucu ahirete yürüyenlere Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyor, yaralılara geçmiş olsun dileklerimi sunuyor, bütün bir milletimize taziyelerimizi arz ediyorum.
Terörden çok çeken insanımızın bu badireleri de metanetli ve vakur duruşuyla atlatacağını ümit ediyorum."

Dienstag, 18. Oktober 2011

"Bugüne kadar bir kurban kesen, mümkünse bu sene iki tane kessin"


Bugüne kadar bir kurban kesen mümkünse bu sene iki kessin
Fethullah Gülen Hocaefendi, yaklaşan Kurban Bayramı ile ilgili önemli tavsiyelerde bulundu. Açlara ve muhtaçlara bayram sevinci mutlaka yaşatılmalı." diyen Gülen, "Bugüne kadar bir kurban kesen, mümkünse bu sene iki tane kessin. Gücü yeten üç tane kessin. Bir tanesini Somali'ye göndersin. Fakat imkânı olan herkes Güneydoğu ve varoşlarda yardım bekleyenlere de bayram ettirsin." ifadelerini kullandı.
İslam âlemi, 'kurban' iklimine girdi. İlk hacı kafileleri kutsal topraklara yolculuğa başladı. İnananlar şimdi kurban ibadetini nerede yapacağı ve kimlerle paylaşılacağının telaşında. Fethullah Gülen Hocaefendi de yaklaşan Kurban Bayramı öncesinde önemli tavsiyelerde bulundu. Kurban'ın muhtaçlara yardım ve kardeşliğin tesisi için iyi değerlendirilmesi gerektiğini belirten Hocaefendi, bu kutsal ibadetin gönülleri birbirine yaklaştırmada önemli bir vesile olduğunu vurguladı. Haftalık sohbetlerinin yayınlandığı Herkul.org internet sitesinde kendisine yöneltilen soruları cevaplayan Gülen, "Kurban Bayramı bir taraftan muhtaçlara yardım açısından çok iyi değerlendirilmeli, diğer yandan bu mübarek ibadet herkese sevdirilmeli, herkes ona özendirilmeli." dedi.

Montag, 17. Oktober 2011

Sırat dünyada geçilir


Ahmet Kurucan
Ahmet Kurucan
Siz bu yazıyı okuduğunuzda sanırım Bamteli'nden dinlemiş olursunuz o sohbeti. Sohbet, "Ölümü temenni etmeyin. İlla edecekseniz şöyle deyin: 'Allah'ım! Eğer hakkımda ölüm hayırlı ise beni vefat ettir; yaşamam hayırlı ise beni yaşat.' hadisini nasıl anlamalıyız?" sorusuna cevabın verildiği bir sohbetti. İşte o sohbet öncesine götüreceğim sizleri. İkindi namazı sonrası bir bardak çayın içildiği o kısa zaman dilimini bazan dua, bazan da bir simanın, bir güzel sözün, bir hal-hatır sormanın açtığı küçücük, daracık, minnacık kapıdan girip ummanlara yelkenler açarak ya da açılarak değerlendirildiği o zaman dilimine.
"Bizim hakikatlere bakışımız çok dar bir perspektiften. Biz ne hakikati ne de perde arkasını kavrıyoruz. Bilmeden bahsetmiyorum. Bilmek ayrı, kavramak ayrı. Mesela Allah'ın esma ve sıfatlarını bilebiliriz ama onları kavramamız imkânsızdır." Muhit varlıklar olarak Muhat'ı, yaratılmış olarak Yaratan'ı, sebepler dairesinde yaşayarak Müsebbibü'l esbab'ı nasıl kavrayacağız ki? Tabii ki Hakk'ı hakkıyla idrakimiz nâmümkün. Bu kadar bedihi, bu kadar açık ve aynı zamanda inancımızın temelini oluşturan bu gerçeği hatırlatmakla acaba Hocaefendi nereye gidecek diye düşündüm. Bu iki-üç cümle ile anlattığını değil de sonrasını merak ettim ve dikkatlice dinlemeye koyuldum.

Ben gerçek vatan sevgisini Gülen Cemaati'nde gördüm


Serdar Turgut
Serdar Turgut
Yazı yazmaya oturduğumda hiçbir zaman, "Duygularımı sağdan soldan torpilleyeyim de herkese hoş görüneyim, kimseler bana kızmasın" diye hiç düşünmem. Yazının zamanı gelmesi için duygularımın coşması gerekir, ben beynimle değil daha çok kalbimle yazarım.
Başlığımı okudunuz, bugün yazacaklarımı da uzun süre düşündüm, duygularımın oluşmasını bekledim, arada gözlemledim, konuştum ve tartıştım. Bunları yazdığımda, "Bana şu kızar, bu şöyle düşünür" diye yine hiçbir şey düşünmemeye karar verdim. Kalbim ne söylüyorsa onu sansürsüz, ayarsız yazmaya karar verdim.
Bu sadece erdemli, dürüst bir yazar olmak isteyişimden kaynaklanmıyor; bu işte mesleki kaygılarım da rol oynuyor. İyi yazar olabilmenin de en önemli şartının duygularımız hakkında açık ve dürüst olmaktan geçtiğini biliyorum. Çünkü okuyucu kalple yazılan yazıyı mutlaka tanıyor, onu arayıp buluyor ve takdir de ediyor. Bunun sonsuz rahatlığı var içimde.
Evet başlığımda dediğim gibi ben gerçek vatan sevgisini Gülen Cemaati'nde gördüm, dahası vatanseverliği onlardan öğrenmeye başladım.

Michael Thumann: "Gülen'i eleştirenlere okulları gezmelerini öneriyorum"


Gülen'i eleştirenlere okulları gezmelerini öneriyorum
Almanya'nın önde gelen haftalık gazetesi Die Zeit Ortadoğu muhabiri Michael Thumann, Fethullah Gülen'in misyonu konusunda kuşku duyanlara açılan okulları ziyaret etme tavsiyesinde bulundu. Berlin'de son çıkan "İslam Yanılgısı- Avrupa'nın Müslüman Dünyadan Korkusu" isimli kitabından bölümler okuyan Thumann, Türkiye'de laik çevrelerin halen ABD'de yaşayan Gülen'n bir gün Türkiye'ye geri dönüp İslam devleti kuracağı iddiasında bulunmalarının dayanaksız olduğunu belirterek, “Bunu öne sürenlere okulları ziyaret etmelerini öneriyorum. Gülen'in öğretilerinde laik çevrelerin kendisini suçladığı konuları bulmak mümkün değil.” dedi.
Gülen'in tavsiyesi üzerine açılan okullarda dini eğitimin değil seküler eğitimin verildiğine dikkat çeken Thumann kitabında, Fatih Üniversitesi'ni ziyareti esnasında yaptığı gözlemlere yer veriyor. Konuyu kitabında daha ayrıntılı bir şekilde ele alan Thumann, Gülen'in muhafazakar bir noktadan "İslam'ı modernite ile uyumlu gördüğünü, bilimin merkeze alınmasını talep ettiğini, farklı kültürlerle diyalog aranmasını istediğini, sıradan insanları eğitim yoluyla iş sahibi yapmayı ve teröre karşı durmayı" hedeflediğinin altını çiziyor. Batı'da İslam dünyasında meydana gelen tüm olayları İslam üzerinden açıklama gibi bir yanılgının olduğunu belirten Thumann, “Türkiye başta olmak üzere İslam dünyasındaki değişimin arkasında Batı'nın çok iyi tanıdığı faktörler bulunuyor. Bunlar Kapitalizm, Demokrasi ve Milliyetçilik.” İslam dininin yaşanan değişimle doğrudan ilgisi olmadığını belirten Thumann, “Ortadoğu'da İslam değil de başka bir din olsaydı gelişmeler pek de farklı olmazdı.” görüşünü savundu.