Montag, 4. Juli 2011

Türkçe Beynelmilel Dil Oluyor!

Hasan Öztürk
Hasan Öztürk
Bundan 4 yıl önceydi.
Hz. Muhammed (sav) ile ilgili uluslararası bir toplantı için Tataristan'ın Başkenti Kazan'a gitmiştim.
Bilirsiniz, Kazan bizim için önemli şehirlerdendir.
Sarayova gibi, İstanbul gibi, Şam gibi, Bağdat gibi, Mekke ve Medine gibi...
Ramazan ayıydı.
Kazan havaalanına indiğinde uçağımız; akşam ezanı okunmak üzereydi.
Niyetliydim.
Kan şekerim düşmüştü. Gözlerimin feri sönmüştü.
Tam böyle bir atmosferde, kameraman arkadaşımın gözü gibi koruduğu kameranın "teknoloji kaçakçılığı" kapsamında içeriye alınamayacağına karar verdi Rus güvenlik görevlileri.
Ve aramızda, Türkçe, İngilizce, Rusça, kavga, tartışma başladı.
Bana Rusça, bana İngilizce izahlarda bulunuyordu kadın görevli.
Rusça ile hiç anlaşamayacağımızı anlayan görevli kadın, İngilizce anlatmaya çalışıyordu meramını.
Sıklıkla tercümanım Artur'a dönüp, "anladı mı" anlamına gelen Rusça cümlelerle teyit almaya çalışıyordu.
Orucum, ezan okunmuş. Kan şekerim düşmüş. Sinirlerim altüst olmuş.
Ne ummuşum, ne bulmuşum kızgınlığıyla;
"Ben Türkçe konuşacağım ve siz beni anlayacaksınız" diye sesimi yükselttim.
Bir anda, görevliler dikkat kesildi.
Kadın görevli iki adım geri çekildi.
Yüzüme baktı ve tercümanım Artur'a dönüp şöyle dedi İngilizce, "Neden İngilizce konuşmuyor?"
Artur tercüme etmeden ben cevabımı verdim:
"Ben Türküm ve Türkçenin beynelmilel bir dil olduğunu düşünüyorum. Ve ben bu dil ile konuştuğum yeryüzünde her yerde anlaşılmak istiyorum. Bu yüzden Türkçe konuşmaya devam edeceğim..!"
Bu çıkışım karşısında Rus kadın görevli, bir adım yaklaştı ve "Hassasiyetinizi anlıyorum. Size saygı duyuyorum" dedi.
Rahatladım... Bir derin nefes aldım...
"Bir gün bu da olacak inşallah" diye iç geçirdim.
Benimkisi biraz İngilizceyi bilmemenin cahilliği olsa da niyetim gerçekten de, "Ah keşke Türkçe de en az İngilizce kadar beynelmilel, en az onun kadar uluslararası olsa" hissiyatının dışavurumuydu.
Hamdolsun... Şimdi o yakarış karşılık buluyor!
Şimdi dünyanın dört bir yanındaki Türk okullarında; dünya milletlerinin evlatları Türkçe öğreniyor.
Türkçe konuşuyor, Türkçe şarkı söylüyor.
İşte o evlatlar 15 gündür Türkiye'deydi.
9'ncu Uluslararası Türkçe Olimpiyatları için.
130 ülkeden 1000 çocuk geldi memleketimize.
Şarkı söylediler.
Şiir okudular.
Naat söylediler.
Horon teptiler, türkü çığırdılar.
"Bizim için her yer Trabzon" bile dediler..!
Ve sonunda kapanış töreninde Başbakan Erdoğan'ın da izleyici sıralarından büyük bir keyifle izlediği muhteşem bir finale imza attılar.
Sarayova'dan gelen Boşnak kızımız Süleymaniye'yi kum sanatıyla resmetti. Üzerine "Gelin Tanış Olalım" yazdı.
Tribünden Bosna bayrağı dalgalandı.
Gözlerim doldu taştı...
Eşim Neşe mendili zor yetiştirdi!
Kazakistan'dan Asel Aminova'nın söylediği, "Beraber yürüdük biz bu yollarda" şarkısına, Başbakan Erdoğan ve eşi Emine hanım eşlik etti.
Olimpiyatın şarkı finali birincisi Tacikistanlı Shohrukh Yunusov'un söyldeği "Akşam oldu hüzünlendim ben yine" şarkısı ayakta alkışlandı.
Sahir Gali'nin Zeki Müren ile elektronik ortamda düet yapması muhteşemdi.
"Mars'tan gelen uzaylı"yı canlandıran Romanyalı Vlad Christian'ın esprileri kırdı geçirdi.
Hele ki Ganalı çocukların Karadeniz fırtınası, Anadolu Ateşi'ne taş çıkarttı.
Türkçe Öğretimi Derneği (TÜRKÇEDER) başta olmak üzere emeği geçenleri tebrik ediyorum.
Daha önemlisi, Türkçeyi beynelmilel bir dil yapmak üzere harekete geçen ve "Gelin Tanış Olalım" diyerek, dünyanın türlü memleketlerini kendilerine memleket belleyen tüm öğretmenleri kutluyorum.
Bir rüya gerçek oluyor...
Türkçe yeryüzü dili olma yolunda ışık hızıyla ilerliyor..!
Kalın sağlıcakla!
Hasan Öztürk, Haber7