Montag, 4. April 2011

Fethullah Gülen Bu Ülkenin Neyi Oluyor?

Seçim yaklaşırken siyasiler seçmene selam çakmaya, bunu yaparken de birilerine en okkalısından küfürler savurmaya başladı. Ve her zamanki gibi geçmişi hatırlama özürlü bu şahısların hedefinde yine dini liderler listenin en başında yer aldı. Ne var ki İsa Gök’ün, meclisi seviyesiz tartışma programlarına çeviren bu türden girişimleri; Devlet Bahçeli’nin “Fethullah Gülen cemaat faaliyetlerini durdursun” tarzındaki yüksek perdeden emri arzu ettiklerinin aksine inançlı insanların cinlerini bir kez daha tepelerine çıkardı.
Neymiş de; gündemdeki davanın ilerlediği süreç Gülen’i töhmet altında bırakıyormuş. Yok ya! Yapılan onca haksızlıkların, millete komplo hazırlıklarının, ülkenin canına okuyacak darbe planlarının failleri ne altında kalıyor peki? Hiç yere ölen onca insan bu ülkenin neyiydi? Onlara ve ülkeye kıyanlar töhmet altında değil de onları düşünenler mi töhmet altında kalıyormuş acaba?
Bir de bu ülkede ne kadar suçlu, yüzsüz, hırsız, katil varsa hepsi nedense Fethullah Gülen ve cemaatle ilgili kitap yazmaya başladıkları için davalara konu olmuşlar! Kimi kandırıyorsunuz? Bir kendinize bir de sövüp saydığınız insanların bu ülke için neler yaptıklarına bakın!
Devlet Bahçeli, terörist başının kankası Yalçın Küçük’ten akıl alıyorsa, seçmenleri çok yakında ona en iyi dersi verecek, hiç kuşkusu olmasın! İsa Gök Silivri’den ilham alıyorsa halkın iradesi  seçimden sonra ona evde otururken daha fazla ilham kaynağı olacak!
Siyasiler bu milletin dinine, imanına, mukaddesatına saygı göstermeyi öğrenmeliler önce. Onları dinlemeyi, ne düşündüklerine önem vermeyi…
Peki, bu kadar hedefte tutulan Fethullah Gülen onlara göre neden suçlu acaba?
Şunlardan dolayı tabii ki:
  • Onlara göre halk hiçbir fikri olmayan bir yığın olarak kalmalı, onlar da bu yığını gönüllerince idare etmeliydi. Fakat Fethullah Gülen Anadolu’nun bağrından fışkıran bir efsaneyi canlandırdı, o yığının düşünen bir kitle haline gelmesine ilham kaynağı oldu.
  • Halk, sorgusuz sualsiz onların isteklerine boyun eğmeli, yaptıkları her şeye “eyvallah” demeliydi. Fethullah Gülen’den ilham alan gençlik yapılanları sorgulamaya başladı.
  • Halk okumamalı, iyi yerlere gelmemeli hep emir altında tutulmalıydı. Fethullah Gülen’in eğitim sevdasından ilham alanların açtığı eğitim kurumları sayesinde Anadolu’dan öğretmenler, doktorlar, avukatlar, hakim ve savcılar, hatta siyasetçiler çıkmaya başladı.
  • Asıl dertleri ise; onlar hep yöneten, Türkiye halkı ise hep yönetilen olmalıydı. Halbuki halk kendi kendini yönetmeye başladı.
Bu da onlara ağır geldi tabi! İki de bir “ülke elden gidiyor” çığırtkanlığı yapmaları da Fethullah Gülen’i karalamaya çalışmaları da bundan!
Yahu siz rakı masalarında ülkenin geleceğini meze yaparken, Fethullah Gülen sokakta kavga eden gençlere kitap okutmaya çalışıyordu. Siz halkı “aptal” diye nitelerken, Fethullah Gülen ülke insanının bilim ve teknikle tanışması için çaba harcıyordu. Siz oturup darbe planları hazırlarken, Fethullah Gülen yüzlerce ülke çocuklarının İstiklal Marşımızı okumaları, bizim dilimizde türküler söylemeleri için çalışacak eğitim gönüllülerini ikna etmeye uğraşıyordu.
Gönüllüler hareketi Anadolu’ya özgüvenini kazandırdı. Diğer ülkelerin karşısında iki büklüm ellerini ovan yöneticilerimize karşılık bizlere dimdik ayakta durup kültür elçiliği yapan öğretmenler armağan etti.
Bir de kalkmış her zamanki gibi “yok Amerika’dan emir alıyor, yok ajanlık yapıyor” türküleri okuyorsunuz. Velev ki öyle olsun… demek Amerika Anadolu insanını sizden daha çok düşünüyor!
Komplolarla alaşağı edemediğiniz bir büyük insanı töhmet altında bırakıp alaşağı etme planlarına bu ülke insanı Fransız değil. Daha önce de çok kez yapıldı bunlar. Fakat şunu herkes biliyor ki Fethullah Gülen bu ülkenin manevi dinamiklerinden biri… ve Anadolu gençliğinin elinden tutup bir yerlere gelmesini sağlayan ağabeyi, fikir babası, belki hocası…
Peki, siz bu ülkenin neyi oluyorsunuz?

Gülşen Gazel, dunyatimes.com     
fgulen.blog.de