Freitag, 24. Juni 2011

Türkçe: Bir Dünya Dili

Mevlüt Uyanık
Mevlüt Uyanık
Türkçe olimpiyatlarına katılan 130 ülkeden farklı renk, farklı ırk, dil ve dinlere mensup gençlerin Türkçe ve Türkiye sevdalısı gençleriyle "Tanış Olmak" 19 Haziran sabahı erkenden Çorum'dan Ankara'ya hareket ettik. Altınpark'ta ilk işim doğrudan Yemen standına gitmek oldu. Çünkü 17.3.2011 tarihinde Türk Okullarının düzenlediği 9.Uluslararası Türkçe Olimpiyatları Şarkı ve Şiir Yarışması Yemen Elemelerine juri üyesi olarak ben ve arkadaşlarım Sana'a Üniversitesi Diller Fakültesi Türkçe Bölümü adına katılmıştık. Ahmet hocamın oradaki heyecanını daha da katlanarak burada görünce, oldukça zor şartlar içinde verdikleri mücadelenin sonuçlarını elde eden başarılı bir öğretmen olmanın anlamını yürekten hissettim.
Yurtdışına gittiğimde Türkçe ve Türk kültürünü temsil eden birimlerin hepsini ziyaret etmeyi bir görev sayarım. Oldukça zor şartlarda, dünyanın her tarafında Ahmet Yesevi'nin alperenlerinin günümüzdeki temsilcileri de zaten bir tebessüm ve ziyaretten başka bir şey de beklemiyorlar. Her biri Selçuklu, Osmanlı-Türkiye Cumhuriyeti geleneğini, kültürünü zor şartlar altında yaşıyorlar ve yaşatmaya çalışıyorlar. Eğer müsaade ederseniz sizleri Yemen'deki final seçmelerine götüreyim ve aylar süren çalışmaların son halkasından bahsedeyim. Çünkü Yemen'li gençler Artvin bölgesi oyunlarıyla burada önemli başarı kazandı.
Aynı Dili Konuşuyoruz
Turkuaz renkteki ilanlarda "Aynı Dili Konuşuruz" yazıyor. Türk ve Yemen Bayrakları asılı salonda. Kültürümüzün iki önemli dili, Arapça ve Türkçe, üstelik dört yüz yıla yakın bir süre ortak yaşadığı belde de yeniden buluştu, heyecanlanmamak, duygulanmamak elde değil. Geçen hafta katıldığım bir düğün töreninde damatın başlığı ve kuşağı Turkuazdı ve yanımdakine bu yeşil mi dedim. Yok, tam olarak bilmiyorum dedi. Bu rengin adı Turkuaz, Turk rengi yani, deyince Osmanlı'dan kalma Türklerden olan Abdurrahim et-Turki çok sevinmişti. Renklerin dili, temsil ettiği anlam çok önemli gerçekten.
Türkçenin dünya dili olma yönündeki bu çalışmaları çok önemsiyorum. Ortadoğu'nun uç bölgesinde çoğu ilk öğretim çağında olan gençlere. Türkçenin bir kültür ve edebiyat dili olduğunu şiir ve şarkılardan başka ne gösterebilir? Türkülerimizle ağlıyoruz, seviniyoruz, seviliyor, seviyoruz. Önce Türkiye'de finallere kalan Artvin'i Sana'a'ya taşıyan oyunlarıyla gençleri seyrediyoruz ve yarışmaya hazır bulunuşluğu sağlanıyor.
Yemen devletinde finale kalmış on şarkı ve üç şiiri değerlendireceğiz. Formları dağıtıyor Türkçe hocamız Ahmet bey, oldukça titiz hazırlanmış akademik bir değerlendirme formu. Eser seçimi, ses genişliğine, gırtlar yapısına uygunluk, kültürel değerlere uygunluk şartlarını inceliyor. Ritm ve Uyum, esere giriş, bölümler içinde ritm uygunluk; Tavır ve Üslup, yöresel şive, nağme ve nuanslara uygunluk, Dil kullanımı, diksiyon ve telaffuz; Sahne Duruşu, jest ve mimikler, son bölüm ise detone ve sürtone olup olmadığı değerlendiriyor.
Taiz, Sana, Aden bölgelerinden gelen çocuklar Kavak Yelleri, Sevdim Seni Mabuduma, Çam Dağı Türküsü, Söyle Turnam, Gurbet Eller, Dostum Dostum, Rüzgar Şarkısı, Niksar'ın Fidanları, Zeytin yağlı yiyimem aman, Mutlu musun, Ordunun Dereleri, Nemrudun Kızı türkülerini söylediler.
Yemen'de "Üşüyorum"
Anayurta 3200 km uzakta, binlerce şehidin Hicaz, Mekke, Medine ve Anadolu'nun güvenliği için gelip buralarda kaldığı, peygamberimizin "beldetun tayyibetun" dediği sımsıcak ortamda birden üşümeye başladım. Gençlerden biri Rahmetli Yazıcıoğlu'nun şiirini seslendiriyor. Ahde vefa bu olsa gerek. Anadolu'nun o güzel ve yiğit insanı İslam'a, Türkiye ve Türkçeye olan bağlılığı bir kez daha hayırla ve rahmetle anılıyor. Bu millet, kendisine yapılan kötülükleri unutuyor ama yapılan hizmetleri asla ve asla unutmuyor, her daim ve her vesileyle hatırlıyor.
Diğer şiirler ise Sezai Karakoç'un "Mona Roza" ve Fethullah Hocaefeninin "Beni Yalnız Bırakma" başlıklı eserleriydi. Bu gençlerin ödülünü verme şerefini de bana bahşediliyor, bundan güzel bir anı olabilir mi? Nasip olursa Mona Roza adlı şiiri Türkiye'de siz de dinleyiniz.
Evet, aynı dili konuşuruz diyerek önce Arapça sonra Türkçe selamladım. Gençleri, ailelerini, emeği gecen hocalarımı tebrik ettikten sonra Türkçe'nin bir kültür ve edebiyat dili olarak dünya dili olmaya yönelik Üniversitelerde Türkçe bölümlerinin, ve Türk okullarının önemini hatırlattım. Kendimi artık gurbet elde nasıl hissederim bu güzel programa katıldıktan sonra diye devam ettim ve Türkçe'nin dünyada en çok konuşulan 5. dili olduğunu belirttim.
Türkçe: Bir Dünya Dili
Evet, 1.300. bin insan ile Çin ilk sırada; ama bu, coğrafi bir üstünlük. 2. sırada İngilizce 477 milyon konuşanı ile kültürel açıdan egemenliğini sürdürüyor. 3. İspanyolca, 266; 4. Hintçe 260 milyon konuşanı var. Ural-Altay grubuna bağlı Türkçe 220 milyon ile 5.; ve 181. milyon konuşanı ile Arapça'dan önce geliyor.Portekizce 165 milyon ile 6; Bengalce 162 milyon ile 7. sırada. Rusça 158 milyon ile 9 sırada yer alırken, Japonca 124 milyon ile 10; Almanca 121.milyon ile 11; Fransızca 116 milyon ile 12. sırada yer alıyor.
Uluslararası Türkçe Öğretim Derneği 2003 yılında ilk defa 17 ülke ve 67 katılımla yapmış Türkçe Olimpiyatlarının ilkini. Geçen yılkine ise 120 ülkeden 750 genç katılmış. Tam bu noktada, Türkiye Türkçesini merkeze alan bu ve benzeri çalışmaların önemini bir kez daha düşünmek için bir hatırlatma yapayım:
Düşünce tarihinde "muallim-i sani" diye anılan Türk bilgesi Farabi (870-950) İlimlerin Sayımı (çev. A. Ateş, İstanbul, 1990, MEB) adlı eserinin ilk bölümünü "Dil İlmi"ne ayırır ve yedi bölümde inceler. Tek ve toplu kelimelerin ilmi, kelimelerin tek ve toplu oldukları zamanki ilkeleri, doğru yazma, doğru okuma ve doğru şiir okuma ilkelerinden bahseder. (s.57-66) Bunları iyi bilen kişi, dil ve düşünce arasında irtibatı kurar. İç konuşma, yani düşünmesini dış konuşmaya tutarlı ve doğru bir şekilde dönüştürür.
Velhasıl;
Yaklaşık bin sene önce belirlenen bu ilkeleri, Farabi'nin torunları dünyanın dört bir yanında Türkçe öğretiyor dünya gençlerine. Türkiye, TİKA, MEB, Yunus Emre Enstitüsü ile resmi, diğer sivil toplum kuruluşlarının gönüllüleri ise gayr-i resmi olarak Anadolu kültürünün, sevgisinin, hoşgörüsünün, himmetinin, bereketinin Türkçesini anlatıyor. Ve hepsi gökkuşağının renkleri gibi Anadolu üzerinden bütün dünyaya bu rahmetin ışıltısını yayıyor.
Mevlüt Uyanık, Çorum Hakimiyet