Donnerstag, 21. Juli 2011

Türk Okulları Bizim Yurt Dışındaki Limanlarımız

Türk Okulları Bizim Yurt Dışındaki Limanlarımızİstanbul İhracatçılar Birliği Başkanı Zekeriya Mete, "Türk okullarının en büyük destekleri olduğunu ve Türk işadamlarının yurt dışında sığındığı limanlar olduğunu" ifade etti.
İhracatçılar Birliği Başkanı Zekeriya Mete'nin Haber 7 Ekonomi Editörü Hakan Göksel'e Türk okullarıyla ilgili yaptığı açıklama şöyle:
Türk Okulları En Büyük Desteğimiz
Türk okullarımızın çok büyük desteği var. Her geçen gün kendini daha çok hissettiriyor. Bunu söylemeden geçemeyeceğim. Geçen hafta ödül törenimiz vardı. Türk okullarına, olimpiyatlara ödül verdik.
Tabi bunu anlamak için 50 sene 100 seneyi görmek lazım. Bizler gidip Türk malına ve Türklüğe olan ilgi ve alakayı oralarda görüyoruz. Bunlar bir şeyleri yapmakla oluyor. Oralarda Türk bayrağını dalgalandıran okullarımız var. Gerçek bir Türk imajı diyorum onlar için. Hani 'dünya çapında markamız yok' diyoruz ama bence okullar gerçekten dünyada bir Türk markası.
Bir Batılıya her ürünü yaptırma şansınız yok. Bir ürün istediğiniz zaman Batılı şirket aylarca bekletebiliyor. Ama bir Türk çok pratik zekası ile çabuk karar verip kaliteli ürünü üretebiliyor. Bu bağlamda sizin söylediğiniz sorunun cevabı da bu olsa gerek. O yüzden de başarı arkasından geliyor.
Okul vurgusunu sık yapmanızdan anlıyorum ki sadece eğitim ya da kültür değil aynı zamanda ticaret elçileri...
Onlar bizim yurtdışındaki limanlarımız diyorum. Türk ihracatçısının, Türk işadamının sığındığı limanlar.
Türk okullarını hep söylüyoruz, bu limanlar gerçek limanlar. Geçenlerde yine bir kanalda Tanzanya eski Cumhurbaşkanı konuşma yapıyor, 85 yaşında beyefendi. Oğlu Türk okullarında okumuş şimdi Tanzanya'nın Milli Savunma Bakanı olduğunu söylüyordu.
Düşünün Türk okullarında okumuş Türkiye'ye gelmiş Türk kültürünü bilen, Türk dostları olan, arkadaşları olan... Bunları söylerken tüylerim diken diken oluyor. Çünkü bu bir duygu seli! Bunu yaşamak, görmek, hissetmek lazım...
Çünkü bu işi yapan öğretmenlerimizin hangi özveriyle yaptığını biliyorum, hangi fedakârlıklarla yaptığını biliyorum. Çocuklarını alıp Afrika'da zencilerle beraber arkadaşlık yaptırdığında oradaki zenci diyor ki 'bu nasıl beyaz?' diyor. 'Böyle bir beyaz olamaz. Evladı benim evladımla arkadaşlık yapıyor. Adam benimle oturup aynı sofrada yemek yiyor. Bu farklı bir beyaz' diyor.
Dolayısıyla bu Türk milletinin cana yakınlığı, sıcaklığı, samimiyeti, dostluğu Türk okullarının da başarısını ortaya çıkartıyor. Bu okulların ayakta kalması, büyümesi için kimin emeği geçiyorsa Allah razı olsun diyoruz onlara.