Dienstag, 19. Juli 2011

Konuşmak Lazım Bir Kere

Konuşmak Lazım Bir Kere 

Biri bugün dünyanın dört bir yanında "Gönüllüler Hareketi" diye anılan ve Anadolu insanının muhabbetini arzın her tarafına yayma fikrinin tohumunu atan Fethullah Gülen Hocaefendi.

Diğeri İstanbul Kurtuluş'ta doğup 1948'de Arjantin'e göçmüş Hagop Arzumanian. İki gönül arasında bir seccade ile başlayıp kol saati ile gelişen samimiyet mevcut. Türkiye ikili arasındaki diyaloğu 63 yıl sonra, 9'uncu Türkçe Olimpiyatları vesilesiyle ülkesine dönen Arzumanian'ın anlatımıyla öğrendi. Ayrıntısı bir tarafa hikâye şöyle: Kurtuluşlu Hagop evindeki seccadeyi Arjantin-Türk Dostluk Derneği'ne verir. 100 yıllıktır hediye. Dernek üyeleri de Fethullah Gülen Hocaefendi'ye hediye eder. O da bir saatle karşılık verir. Ya duygular? "Hocaefendi, size şu anda bir baba gibi hitap ediyorum. 1948'de sizin benden iyi bildiğiniz sebeplerden göçtük buralara. Bir şikâyetim yok, Arjantin'den; ama yine de sizin de bildiğiniz gibi memleket hasreti başka. Siz dünya üzerinde görülmemiş bir şahsiyetsiniz. Peygamber'in yolundasınız. Dine, ırka bakmadan eğitim veriyorsunuz." diyor, eski futbol hakemi Arzumanian. Onu böyle konuşturan ne? Dünyanın farklı yerlerinde dinler ve kültürler arası diyalog faaliyetinde bulunan dernek temsilcilerinin Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın tertiplediği toplantının özünde saklı cevabı. Bizzat Vakfın Başkanı Mustafa Yeşil'in ağzından dinleyelim: "İnsanlık, Anadolu'dan çıkmış bir hareketin global ölçekte bir barış projesi olduğuna şahit olmaktadır. Diyalog kurumları, insan olmanın bir araya gelmek için yeterli olduğunu anlatıyor." Hâsılı, meseleye şümullü bakılınca anlaşılıyor ki zaman zaman bu sayfalara da yansıyan tüm sıkıntıların tek çaresi var: "Diyalog!"