Dienstag, 27. September 2011

Muhabire orduevi yasağı işten atılma nedeniydi



Cüneyt Özdemir: Muhabire orduevi yasağı işten atılma nedeniydi
Gazeteci Cüneyt Özdemir, 28 Şubat sürecinde gazetecilerin işini kaybetme korkusu yaşadığını söyledi. Cihan Haber Dergisi'ne konuşan Özdemir, Fethullah Gülen'le görüştükten sonra medyatik linçe maruz kaldığını ve inanılmaz bir mahalle baskısı yaşadığını belirtti.
CNN Türk'te 'beşNbirK' programını hazırlayıp sunan gazeteci Cüneyt Özdemir, Cihan Haber Dergisi'ne çarpıcı açıklamalarda bulundu. Röportajında Genelkurmay'ın hazırladığı medya andıcı ile ilgili sorulara da cevap veren Cüneyt Özdemir, kendisinin asker çocuğu olduğunu ama bir kere bile resepsiyona katılmadığını belirtti. Özdemir, "Bu ülkede gazeteciler 28 Şubat döneminde tehdit edildi. Mehmet Ali Birand ile beraber 32. Gün programını yaparken Çevik Bir'le bir tartışma çıktı, ardından 'andıç' düzenlendi. Gazetecilere gelen en büyük tehdit, 'Askeri tesislere ve orduevlerine girmesi yasaklandı' sözüydü. Pardon kim gidiyor ki orduevine? Hangi gazeteci gitmiş ki orduevine? Ama o dönem çok önemli bir şeydi bu. Vay ordu evine gidilmesi yasaklandı. Çünkü bu işten kovulacaksın anlamına geliyordu" dedi.

'Değiştin' diye eleştirdiler

Tartışmalara konu olan 'mahalle baskısı'na kendisinin de uğradığını söyleyen Özdemir görüşmesinin ardından yakın çevresinden "Değiştin" eleştirilerine maruz kaldığını ifade etti. Özdemir röportajında, "Üzerimde mahalle baskısı olduğundan her doğruyu her mahallede söylemiyorsunuz. Seçimde önce 'AK Parti yüzde 50 oy alır' dediğimde etrafımdaki insanlar 'sen böyle değildin, değiştin' diyorlardı. Türkiye'ye yapılan icraatlara bakıyorsunuz ister katılın ister katılmayın, bir gerçekliği görüyorsunuz. O gerçekliği okumak önemli" ifadelerini kullandı.

Hanutçu dediler

Cüneyt Özdemir, Gülen ile Pensilvanya'da bir grup gazetecinin de katıldığı kahvaltıda bir araya geldiği için hanutçu olmakla suçlandığını dile getirerek, "Fethullah Gülen ile ABD'de de görüşüp döndükten sonra bir kesim tarafından nerede ise bir medya kampanyası ile yerle bir edilmem oldu. Özellikle 'bizim mahalle' diyeyim bu görüşmeyi kabullenemedi. Ne Gülenci olduğum kaldı ne de hanutçuluğum... Psikolojik bir yıpratma kampanyasını bir zamanlar arkadaş olarak gördüğüm isimler yönetti. Fırsat bu fırsat laik cephenin önde gelen kalemleri sürekli laf sokuşturdu. Hakkımda o kadar ağır yazılar yazıldı ki inanın şaşırdım. Bu kadarını beklemiyordum. Sonrasında ne mi oldu? Vız geldi tırıs gitti. Hiç birine itibar etmedim. Bana iftiralar atanlarla ilişkimi, dostluğumu kestim. Birkaç tane internet sitesini mahkemeye verdim" dedi.

27.09.2011, Bugün